CHP lideri Özgür Özel, partisinin Manavgat’taki TBMM Grubu 28. Dönem 1. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Özel, İYİ Parti lideri Meral Akşener'le gerçekleştirdiği görüşme ve işbirliği önerisiyle ilgili şu ifadeleri kullandı:

Sayın Akşener ile heyetimizle birlikte bir ziyaret gerçekleştirdik. Ziyaretimizde kendilerinin Genel İdare Kurulu kararından haberdar olduğumuzu ancak birbirimize kaybettirme niyetinde olmanın seçmenin beklentisiyle örtüşmediğini aksine birlikte kazanmanın muhalefeti güçlendireceğini, geleceğe yönelik olarak beklentileri karşılayacağını söyleyip, mümkünse bu kararın yeniden gözden geçirilip, geçirilemeyeceğini sorduk, onlar da pazartesi günkü Genel İdare Kurulu’nu işaret ettiler. Bir kez daha söylüyoruz, partilerin seçilmiş organlarının yetkili organlarının alacakları kararlar kendileriyle ilgilidir. O kararlara son derece saygılıyız. Her iki sonuç çıkması durumunda da saygımızı ve nezaketli ilişkimizi sürdüreceğiz. İyi bir karar çıkması, iş birliğinden yana bir karar çıkmasını CHP Genel Başkanı olarak temenni ederim ancak aksi durumu da fevkalade anlayışla karşılayacağımızı ifade etmek isterim.”

Yerel seçimlere hazırlık süreci ve yüksek yargıdaki kriz sonrası alevlenen anayasa tartışmalarına değinen Özel, şu mesajları verdi:

"HEM KÜRSÜDE HEM SOKAKTA MUHALEFET"

- Geleneksel kampımızı gerçekleştiriyoruz. Bu kampın normalde eylül sonu, ekim başında gerçekleşmesi gerekirken 38. olağan kurultayımızın yarattığı olağanüstü gündem nedeniyle kampı bugün gerçekleştiriyoruz. Kurultay konuşmamda ifade ettim. CHP'nin ikinci yüz yılının ilk kurultayını gerçekleştirdik. Yaptığınız her kongre, ilkinin Sivas olmasının ağırlığını, önemini sırtınıza vurur. Bu yüzden CHP'nin kurultayları herhangi bir kurultay değildir. Örgütümüzle birlikte CHP'yi, Atatürk'ün partisini en kısa sürede, önce yerel seçimlerde başarılı kılmak ardından iktidara getirmek için görevlendirildiniz. Bu önemli görevi nasıl yerine getireceğimizi konuşmak için buradayız. Hep birlikte CHP'nin ikinci yüzyıldaki yürüyüşünü konuşacağız. 

-Nasıl yöneteceğiz, önce muhalefeti nasıl etkili yapacağız, yanlışa yanlış demeyi, karşısında dimdik cesaretle durmayı, muhalefeti hem kürsüde hem Meclis'te hem de sokakta-meydanda yapmayı, gerektiğinde yol göstermeyi, gerektiğinde karşı çıkmayı ama eninde sonunda bu partiyi iktidar yapmayı birlikte konuşacağız. Mutlaka başaracağız.

"MEMNUNİYET ANKETLERİ YAPTIRIYORUZ"

- Yerel seçimlere giderken CHP'nin karşısında çok önemli engeller ama bir o kadar da önemli bir fırsat var. Erdoğan, kendi yönetim anlayışını bütün Türkiye'ye sanki özlenen bir anlayışmış gibi anlatmaya çaba sarf ediyor. CHP belediyeciliğinden memnuniyetsizlik varmış gibi tasvir yapıyor. Derinlemesine memnuniyet anketleri yaptırıyoruz, hem de sokakta gördüğümüz gerçekleşen rakamlar bizim elimizin değdiği yerde yeşil alanların arttığını, işlerin yarı maliyete yapıldığını, belediyeciliğin daha temiz yapıldını, her türlü afette CHP'li belediyelerin önemli işler yaptığını gösteriyor. 

"KUPON ARAZİ HELİKOPTERİ UÇMUYOR, BUNDAN RAHATSIZ"

- İstanbul'un üzerinde bir helikopter uçmuyor artık Tayyip Bey bundan rahatsız. Kupon arsaları Katarlılara, Suudi Arabistan'a, BAE'ye pazarlayan birisinin helikopteri uçmuyor o ondan rahatsız. Halk da bizden razıdır. Benim aldığım izlenim tarihin en büyük yerel seçim zaferlerinden birine hazırlandığımız yönündedir. 

"50+1'DEN DAHA DÜŞÜK OYLA SEÇİLME PEŞİNDE"

- (Yüksek yargı krizi) Bugün AYM kararlarını reddeden yarın Meclis'in oluşumunu reddeder. Bir başkası da çıkar Cumhurbaşkanı seçim kanununu reddeder. 'Sana da gerek yok' der. O zaman anlarsın bindiğin dalı nasıl kestiğini. Ama dedik ki buna direnelim öğrendik ki darbe girişiminin başında Recep Tayyip Erdoğan varmış. Türkiye'yi anayasasızlaştırma, yeniden fiili durumlar yaratma, yarattığı fiili durumu anayasaya uydurma, git gide tek adam yönetimini meşrulaştırma ve kendince 50+1 ile değil daha düşüklerle seçilebilmek üzerinden bir hesap içine girmenin peşindeler.

- Biz bunu Can Atalay üzerinden olarak değil anayasaya sahip çıkma mevzuu olarak gördük. Atalay ve Gezi'de içeride olan tüm arkadaşlarımızın bizim yerimize yattığını, birinin hırsıyla orada yattırıldıklarını biliyoruz. Gezi'de hepimiz vardık. Gezi'yi sahipleniyoruz, Gezi'de yatanlar bizim yerimize yatmaktadır. Bunun hesabını sana günü gelince soracağız Recep Tayyip Erdoğan.