Milyonda bir görülen özel bir insan Çağla. Onu özel kılan şey eskiden, doğuştan sahip olduğu hastalıktı. Şimdi ise engelleri aşma yolları. Engelleri yollarla aşan Çağla Pektaş, 1996 yılında İstanbul'da doğdu. Onun için zorluklar daha doğduğu gün başladı. Milyonda bir görülen bir hastalığı vardı. “Osteogenesis imperfecta” yani cam kemik hastalığı. Üstelik kolları ve bacakları vücuduna yapışıktı.
Uykuda bile kemikleri kırılıyordu. Kolları ve bacakları için henüz 40 günlükken ameliyatlar geçirdi. Tam 14 cerrahi işleme maruz kaldı hassas bedeni. 12 yaşına kadar su içerken, yemek yerken hatta uyurken bile kemikleri kırıldı ama hayatın zorlu yolculuğu onu daha güçlü hale getirdi. İlkokulda oyun oynayamayıp diğer çocuklar gibi koşup eğlenemediği için arkadaş edinme sıkıntısı çekti, dışlandı. Ailesinin çabasıyla okuma-yazma öğrendi, azmiyle liseyi bitirdi. Şimdi ise adli kalem eğitimi alıyor.
“Ortaokul döneminde yanımda sadece ailem vardı. Hiç arkadaşım olmadı” diyen Çağla Pektaş, “Evimiz 5. katta, sınıfım ise 3. kattaydı. Annem sırf okumam için beni yıllarca sırtında taşıdı. Hakkını ödeyemem” diye konuştu.
Sağlıklı beslenme ve iyi bir bakımla kemiklerinin kırılmasını durdurduğunu belirten Çağla Pektaş, “Şu an yüzde 94 engele sahip ve tekerlekli sandalyedeyim” dedi.
Sosyal medyada namıdiğer “Minnoş Gezgin” olarak bilindiğini kaydeden Pektaş, sosyal hayatla buluşma hikayesine şöyle anlattı:
“Sosyal medyada gezgin insanları görüp onlara imrendim ve düşündüm; 'neden ben de herkes gibi maceralar yaşamayayım?' Ailemin koruma içgüdüsüyle ördüğü zincirleri kırmak çok da kolay olmadı. Çünkü onlarsız nasıl ayakta kalacağım, kendime nasıl bakacağım konusunda endişe ve korkuları vardı. Ben engellerin bedenden ibaret olmadığını biliyor ve kendime inanıyordum. İlk etapta anne ve babamı tedirgin etmemek için doğum gününe gitme bahanesiyle, en büyük yol arkadaşım tekerlekli sandalyem ve sosyal medya üzerinden tanıştığım bir arkadaşımla yola koyulup Düzce'de kampa gittim. Sırtımda çantam ve içinde sönmeyen bir umut. Dönüş yolu ise daha farklı bir deneyimdi; otostop. Maceralarla dolu yolculuklara böyle başladım ve devamı geldi. Şimdiye kadar tek başıma Türkiye'nin birçok ilini gezdim ve çoğu otostopla oldu. Gezdiğim yerlerde kamp çadırlarında kaldım. Artık kuşlar kadar özgürüm ve kimseye ihtiyacım yok. Umudunuzu kaybetmeyin, dünyaya bir kez geliyoruz. Kendim gibi birçok engelliye ışık olmak istiyorum, olacağıma da inanıyorum.”
“Hayat aşılabilen yollarla güzel”
“Hayat aşılabilen yollarla güzel” sloganıyla gezginliğe adım attığını ifade eden Çağla Pektaş, “En büyük hayalim, yurt dışı seyahatlerine başlamak. 'Minnoş Gezgin' neden İtalya ve Paris'i göremesin? Bunu başaracağıma da inanıyorum. Engelsiz bir yaşam ve dünya için akülü sandalyemle daima yollarda olacağım” şeklinde konuştu.
“Engelleri yollarla da aştım"
Çağla Pektaş, “İnterrail Türkiye” ailesine teşekkür ederek, şöyle konuştu:
“Sosyal medyada İnterrail Türkiye gezgin grubundaki insanları görüp onlara imrendim. Neden ben de İnterrail Türkiye ailesinde olamayayım dedim. Ben de onlar gibi yeni yerler görüp maceralar yaşamayayım? Aslında insanların çoğunun yaptığı rutin bir hayat; mezun ol, işe gir, evlen, çocuğun olsun, çocukların büyüsün. Onları da aynı döngünün içine sok. Yaşlan ve öl. Belki de bazen bizi seven ailelerimizin bizim iyiliğimizi istedikleri halde bizim neyle mutlu olacağımızdan haberleri dahi olmadığı için bize bu hayat tarzını zorunlu kılmak. Ama ben bu oyunu reddedip kendi hikayemi yazma cesaretini gösterdim. Engelleri yollarla aştım. Benim bu cesaretimin geliş sebebi 2017 yılında İnterrail Türkiye grubudur. Ben mesaj attığımda kurucusu olan sevgili Bestami Köse cevap verdi ve ona birçok soru sordum. Bana anlattıkça daha çok cesaretlendim. Gerçekten herkes gibi ben de İnterrail Türkiye grubuna girerken çok tedirgindim. Acaba bedensel engelli oluşum sorun olacak mı korkusu vardı. Acaba bana nasıl davranacaklar? Bir arkadaş ortamım olacak mı? İlk İnterrail Türkiye kampıma ailemden habersiz gittim ve yıllardır beni tanırcasına ağırlayan güzel bir ortam vardı. Aksine çok yanlış düşüncelere bürünmüşüm bedensel engelim o ortamda hiç sorun değildi ve ben onlardan biriydim. 2017'den bu yana benim birçok arkadaşım oldu. İnterrail Türkiye ailesi birbirine sahip çıkan insanların ön yargılarını silecek kadar güzel bir ortam. Bu grup bana aşılabilen yollarla güzel olduğunu gösterdi ve ben böylelikle tekerlekli sandalyem ile gezginliğe adım attım. Şu ana kadar 6 konferans verdim ve daha çok anı biriktirip insanlara anlatmak adına. Yeni hedefim Paris ve İtalya. Engelsiz bir yaşam ve dünya için akülü sandalyemle daima yollarda olacağım. Hayat aşılabilen yollarla güzel. Yol açık, yola çık.”
Ahmet Akbuğa