Haber Detayı
25 Mart 2021 - Perşembe 21:06
 
Uzaklarda bir Dadaş... Çetin Gültekin
Çok küçük yaşta yetim kalan Çetin Gültekin, bir anda dünyanın yükünün altında kendisini buluyor. Babadan kalan, manifatura, beyaz eşya ve tüp bayiliği işlerini başına ağabeyi geçiyor. Çetin’in küçük bedeni, yaptığı işlerle yorulmaya başlıyor... Recep KAPU
- Haberi
Uzaklarda bir Dadaş... Çetin Gültekin

Bodrum Söz/ Sevgili Orhan Bozkurt aradı, haftalık bir gazete çıkaracağını ve ilk sayısının da 12 Mart'ta okuyucuyla buluşturacağını söyledi. Benimle de fikir alışverişinde bulundu, destek istedi. Bodrum'da yaşayan biri olarak, "nasıl bir destek verebilirim? " diye düşünürken aklıma gurbetteki dadaşlar geldi. Sayın Bozkurt'la hem fikir olduk.

 

 Kafamda belirlenen ilk isim, Bodrum'a ilk geldiğim gün tanıdığım, iyi ki de Bodrum'a gelmişim, iyi ki tanımışım dediğim arkadaşım, dostum, kardeşim ve kader arkadaşım Çetin Gültekin, geldi. Çetin Gültekin'i, gazeteci arkadaşımız Mustafa Gültekin'den, bilirdim. Ama Bodrum’a gelene kadar hiç tanışmamıştım. Onun için, ilk olarak Sevgili Çetin Gültekin'i, sayfama taşımak istedim. Recep KAPUCU

 

 

Erzurum Post - Çetin Gültekin 1970 yılında Narman’da dünyaya geliyor. Varlıklı bir esnaf ailesinin çocuğu. Önce annesi Mahinur’u kaybediyor, peşine babası Narman’ın önde gelen isimlerinden esnaf, siyasetçi Memet Nuri rahmetlik oluyor.

 

 

Çok küçük yaşta yetim kalan Çetin Gültekin, bir anda dünyanın yükünün altında kendisini buluyor. Babadan kalan, manifatura, beyaz eşya ve tüp bayiliği işlerini başına ağabeyi geçiyor. Çetin’in küçük bedeni, yaptığı işlerle yorulmaya başlıyor.

 


Çetin’in, bu ağır yükünü gören öğretmen ablası yanına alıyor. Öğretmen abla, Narman’ın hangi köyünde görev yapsa, küçük kardeşini de beraberinde götürüyor. Yıl 1981 ilkokul bitiyor. Bu sırada öğretmen abla evleniyor. Abla evlenince Çetin Gültekin’e de gurbet yolu görünüyor.

 


Çetin, ablası tarafından yatılı sınavlara sokuluyor. Çetin başarılı bir öğrenci. Zehir gibi. Girdiği sınavı kazanıyor. Ama çok uzaklarda bir okul geliyor. Giresun Atatürk Lisesi… 6 yıl süren ortaokul ve lise eğitimini bitirip mezun oluyor. Diplomasını alan Çetin Gültekin için karar verme anı geliyor. “Abim bana üniversite okutmaz” diye düşünen Çetin Gültekin, gemileri yakma kararı veriyor.

 


İKİNCİ GURBET İSTANBUL...

 


Yanına bir arkadaşını da alan Çetin Gültekin, İstanbul’un yolunu tutuyor. Topkapı oto garında inen Gültekin ve arkadaşı, iş arayışına koyuluyorlar. O sırada Topkapı Oto garında bir büfenin camında yazan, “ Buz kıran aranıyor” ilanına görünce ilk iş başvurusunda bulunuyor. İşverene, “ Abi buz kıran nedir bilmiyoruz. Ama bize öğretirsen biz yaparız” diyor.

 


Hatırlayın 1980’leri. Hani, şehirlerarası seyahat ettiğimizde, muavinden su isterdik. Naylon poşetlerde su getirirlerdi. İşte Çetin ve arkadaşı bu işe kabul ediliyor. Çetin, yolcu otobüslerine su taşımaya başlar. Tabi buzda. Bir gün, yolcu otobüsüne su götürürken, bankta oturan bir kişi, Çetin’den poşet su ister. Çetin,”Abi bu sular otobüsün. Bunları bırakayım sana su getireyim” der.

 


Sularını teslim eden Çetin, geriye döner ve aldığı bir poşet suyu bankta oturan kişiye götürür. Ama suyu götürdüğü kişi yerinde yoktur. Sağa, sola bakınır o kişiyi bulamaz. İkinci gün, yine bir otobüse su ve buz götürür. Dönüşünde, büfede dün kendisinden su isteyen kişiyi görür. Patronu, el etek duruşta. Heybetli ve sayılır kişi, “işte buydu bana su vermeyen” der. Heybetli kişi karşısında mahcup olan Çetin, “abi ben sana su getirdim, ama sen gitmiştin” der. Heybetli, astığı astık, kestiği kestik olduğunu anlaşılan bu kişi, Çetin’e nereli olduğu sorar, Erzurumlu olduğunu söyler. Döner patronuna, “Bunu yarın bana gönder” der.


Çetin patronundan özür diler. Ama onu çağıran kişiyi de çok merak eder. Sabah olur, patronu Çetin’i, Topkapı Emniyet Amirliğine gönderir. Çetin, çok yakınlarında bulunan Topkapı Emniyet Amirliğine gider, “beni bir abi sesledi. Onu görmeye geldim” der. Kapıdaki, nöbetçi polis direk Çetin’i amire götürür.
Çetin, burada o heybetli kişinin kim olduğunu öğrenmiş olur. Su vermediği, emniyet amiri Topkapı’daki ankesörlü telefon jeton satışını Çetin’e verir. Tüm emrindeki polislere de talimat verir. “Bundan sonra, top kapıda sadece Çetin jeton satacak”

 


TOPKAPI’NIN JETONCUSU


Çetin, jeton satarak iş dünyasıyla tanışmış olur. Düşünün 80 yılları. Jeton karaborsaydı. Çetin, işte burada jeton bula bilmek için, PTT’de görevlilere rüşvet bile vermeye başlar. Tek amacı vardır. Tüm, jetonlara sahip çıkmak. Çetin’in, bu arada yol arkadaşı gurbete daha fazla dayanamaz, memleketi Tokat’ın yolunu tutar. 

 


Çetin’in eski büfeci patronu yalnız kalır. Jetoncu Çetin’in kapısını çalar. “Gel hem büfeye bak, hem de jetonlarını büfede sat” der. Bu teklif Çetin’in işine gelir. Büfenin karşısında, ankesörlü telefonlar. Polis arkasında. Kimse bölgesine girip jeton satamıyor.

 


Gün geliyor, Çetin’in jetonlarıyla, büfenin paraları birbirine karışıyor. Çetin, bu işten işkilleniyor. Başlıyor, patrona diklenmeye. Aklında hep, “patron paralarımın üzerine yatacak” var. Derken, Çetin patrona bayrak açıyor. Paralarını istiyor. Patron ikna etmeye çalışsa da nafile, Çetin bir kere daha kafaya koymuş gemileri yakmayı. 

 


Patron, Çetin’in hesaplara karışan parasını getirip teslim ediyor. Çetin, patronuna mahcup oluyor. Patronu beklediğinin üzerinde bir parayı Çetine teslim ediyor.  Aldığı para çok. Lüks bir otele yerleşiyor. Sonra alışverişe çıkıyor. Onlarca kıyafet alıyor. Lüks yerlerde yiyip içiyor. Aradan uzun bir süre geçiyor. Paraların, suyunu çektiğinin farkına varıyor. Anlıyor lüks yaşamın sonuna geldiğini. Pırını, pırtısını toplayıp Sirkeci’nin yolunu tutuyor. Duymuş Sirkeci’de ucuz oteller var…

 


Sirkeci’yi bilmediği için, bir vatandaşa soruyor. Sorduğu kişiyle muhabbet ede ede, Sirkeci’ye ulaşıyor. Ona yol arkadaşlığı eden kişi,” çalışmak istersen, gel bize elaman lazım” diyor. Çetin, dünden razı. İkinci gün verilen adrese gider. Gazino türü bir yer. Çetin, komiliğe başlar. Peşine garson olur. Çiçekçilere ortak olur. Gazinonun tek, lise mezunu olduğu için hesapları da tutmaya başlar. Derken, gazinonun Müdürü ve ortağı olur.

 


Ee.. adı gazino. Burası da İstanbul. Yani hır gürün merkezi. Çetin başlar yumruğunu konuşturmaya. Çetin ünlendikçe ünlenir. Bir anda bir çok alanda faaliyet gösterir. Bir yanda İstanbul’un en büyük Otoparklarını işletir. Fabrika sahibi olur. 

 


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, tutuklanıyor. Çetin’de İstanbul’a küsüyor. Yeni arayışlara koyuluyor. Elinde, avucunda ne varsa satıyor. Yeniden düşüyor yollara…  Önce Bursa, bir süre Bursa’da kalıyor. Bura da ki işler kafasına sarmayınca Bodrum’un yolunu tutuyor... Türkiye’nin gözde turizm merkezi Bodrum’da yaşamaya başlayan Çetin, ‘Nazik Ana’ adını verdiği restoranı ile herkesin ‘Dadaş Çetin’ diye tanıdığı Gültekin ilçenin simgesi oluyor. 

 

Kaynak: Editör:
Etiketler: Uzaklarda, bir, Dadaş..., Çetin, Gültekin,
Yorumlar
Haber Yazılımı