Murat Öztekin - Bu hafta, her sene kutlandığı üzere Müzeler Haftası... Koronavirüs günlerinde dünyanın birçok yerindeki müze, tarihinde ilk defa ziyaretçisiz kalmış durumda ama normalleşme çalışmaları da başladı. Almanya’dan sonra Avrupa’nın birçok ülkesindeki müzeler yeniden açıldı. Edilinen bilgilere göre kapıları yaklaşık iki aydır kapalı olan Türkiye’deki müze ve ören yerleri de normalleşme safhasıyla birlikte 1 Haziran’da açılacak. Peki, müzeler pandemiyi nasıl geçiriyorlar ve normalleşme safhasında nasıl sanatseverlere ulaşacaklar? Biz de bu sorunun cevabını Türkiye’deki bazı özel müze müdürleriyle konuştuk. Millî Saraylar gibi kurumların durumları hakkında ise bilgi alamadık. 

Müze ziyareti terapi gibi olur
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Müdiresi Dr. Nazan Ölçer “Aslında müzelerin kapalı olması var olma felsefemizle çatışan bir olay. Ama kapalı olunca paylaşım daha farklı kanallardan yapılıyor. Biz de Osmanlı hat eserleri başta olmak üzere kendi koleksiyonumuzu dijital ortamda proje hâlinde sunuyoruz. Çünkü elimizde müthiş bir dijital arşiv var” şeklinde konuşuyor. Buna rağmen “Teknolojiye bağlı kalarak geleneksel usulleri bir tarafa itemeyiz” diyen Ölçer “Yeni teknolojilerle bir gözlük takarak başka bir boyuta geçmiş gibi sergi gezebiliyorsunuz ama hiçbir şey gerçek bir sanat eserinin karşısında duyduğunuz huşuyu veremiyor” ifadesini kullanıyor. Önümüzeki ay Sakıp Sabancı Müzesi’nin kapılarını açacaklarını kaydeden Ölçer, “Kesin karar alınmadı ama Sakıp Sabancı Müzesi olarak 15 Haziran’da kapılarımızı ziyaretçilerimize açmayı planlıyoruz. Mademki hayat yavaş yavaş normale dönüyor, müzelerin açılışını da çok geciktirmemek gerekiyor. Müze ziyaretleri, insanlara pandemi esnasında bir terapi gibi olacaktır. Fakat artık yeni hijyen kuralları gelecek. Biz de bunun için Avrupa’da açılan müzelerin tedbirlerini inceliyoruz” şeklinde konuşuyor. 

İnsanlar eserlerle buluşmak istiyor
Türkiye’nin ilk özel müzesi olan Sadberk Hanım Müzesi Müdiresi Hülya Bilgi ise, koronavirüs günlerinde alışkanlıkların değiştiğine dikkat çekerek “Koronavirüs zamanında hayatımız çok dijitalleşti. Bizim de Google Arts & Culture’da online sergilerimiz oldu. Ancak bir eserle diyalog kurmak müzeyi dolaşarak oluyor. Müzelerin sanal dünyadaki yeri güçlenecektir ama bir noktadan sonra insanlar eserlerle birebir olmak istecektir. Elbette zor bir zamandayız ama bu süreç geçecektir” diye konuşuyor. Buna rağmen müzelerini açmak için acele etmediklerini söyleyen Bilgi “Sanıyorum devlet müzeleri 1 Haziran itibariyle çalışmaya başlayacaklar. Bizler de hazırlıklarımızı devam ettiriyoruz. Ancak hazırlıklar uzun süreceğe benziyor. Kesin karar verilmedi ama bu yüzden sonraki aylarda kapılarımızı açmayı planlıyoruz” diyor. Kapılarını açtıklarında bazı kurallar olacağını dile getiren Bilgi, “Mesela belirli sayıda ziyaretçi kabul edebileceğiz, grupları randevu sistemiyle müzeye alıp sayılarını azaltacağız ve maskesiz ziyaret yaptırmayacağız. Bizler de kurallara bağlı olarak müzeleri ziyarete açmak durumundayız. Ama kontrollü bir şekilde açmak durumundayız” ifadelerini kullanıyor. 

 

Dijital dünyada gerçeği yakaladık
Kültür ve sanat ile insanın iyi hissetme hâli arasında güçlü bir bağlantı olduğunu gördüklerini söyleyen Pera Müzesi Müdürü Özalp Birol da “Dijital arşivleri zengin olan yapılar, bu imkanlarını iyi kullandıkları takdirde zor ortamda insanımıza daha iyi hizmet verebiliyor. Bu konunda çok antremanlı olduğumuzu söyleyebilirim. Bu da pandemi döneminde bizi avantajlı kıldı. Koronavirüs günlerindeki online ziyaretler ve sanal etkileşimlerle bir senelik müze ziyaret rakamlarına ulaşmış durumdayız. Dijital imkanları kullanarak elimizden geldiği kadar bu düzende var olmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullanıyor. Müzelerin sonbaharda açılmasının risk açısından daha doğru olacağı kanaatini dile getiren Birol, “Önemli olan ziyaretçiyi olabilecek en uygun şartlarda ağırlamak. Eğer devletten emir gelirse fiziken müzeyi açarız ama gerçek ziyaretçileri güz döneminden itibaren alabiliriz” diyor. Özalp Birol, minyatürün çağdaş sanatları nasıl etkilediğini gösteren “Minyatür 2.0” ve “Bir Rüyanın İnşası: Arnavut Sanatında Toplumcu Gerçekçilik” sergilerinin açılmayı beklediğini de sözlerine ilave ediyor. 

200 MÜZEDE TEDBİR ALINIYOR
Türkiye’de 200’ü Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde, 251’i ise özel olmak üzere toplam 451 müze bulunuyor. Cumhurbaşkanlığı tarafından açılanacak yeni normalleşme kararlarıyla 200 müzenin 1 Haziran’da kapılarını açması bekleniyor. Açılacak müzeler için sosyal mesafe ve hijyen kuralları da tespit edildi. Müzelerdeki bilet gişelerleri ve dinlenme alanları sosyal mesafeyi korumak için yeniden dizyan edilmeye ve müzelere el dezenfektanları yerleştirilmeye başladı.